banner333

banner309

27.12.2011, 11:10

Kuva-yi Milliye Ruhu Geri Gelmelidir!

  Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasındaki en büyük etken olan Kuva-yi Milliye, milli bir ruhla oluşturulmuştur. Vatan savunmasını yapmak için gönüllü Türk milletinin kurduğu Kuva-yi Milliye hareketinin birçok destanı mevcuttur. Bu destanları tek tek açıklamak bu yazı için imkânsızdır. Bu çalışma son günlerde Fransız Milli Meclisi’nin 1915 Ermeni Tehcirinin “soykırım” olmadığını iddia edenlere para ve hapis cezasını getirecek yasayı onaylaması ile tarihi tekrar düşünerek kaleme alınmıştır. Çünkü Maraş “Kahraman”lığını, Antep “Gazi”liğini, Urfa da “Şanlı”lığını Fransızlara karşı almamış mıydı?..
Maraş’ta Kahramanca Savunma:
  Maraş Mondros Mütarekesi’nden sonra İngilizler tarafından kuşatılmıştı. Fakat İngiltere ile Fransa 15 Eylül 1919’da aralarında ikili antlaşma (Suriye Antlaşması) yaparak Ortadoğu’yu nasıl paylaşacaklarını belirlediler. Bu paylaşımda Antep, Urfa, Maraş İngiliz hakimiyetinden Fransız hakimiyetine geçti. 29 Ekim 1919 tarihinde İngiliz işgal dönemi sona ermiş ve Maraş bu defa da Fransız işgaline uğramıştı. Fransızların Maraş Kalesi’ndeki Türk bayrağını indirmesi ile işgali içine sindiremeyen Maraş halkı mücadeleye başlamış, halk Fransız ve Ermenilere karşı amansız bir çatışmaya girmiştir. Kahramanlık destanlarına konu olan Maraş savunması 12 Şubat 1920 tarihinde Fransızların şehirden geri çekilmesi ile tamamlanmıştır. Maraş’ta kazanılan başarı Milli Mücadele’nin ilk zaferi olmuştur. 

Antep’te Gazilerin Savaşı:

 
  Antep önce İngilizler tarafından sonra da Fransızlar tarafından işgal edilmişti. Fransızlar kenti işgale başladıklarında ordularında birçok Ermeni bulunuyordu. Fransızların Ermenilerle ortaklaşa hareket etmesi Türk halkının tepkisine yol açtı. Ermenilerin Türk kadınlarına saldırmaları, annesini korumak isteyen küçük bir çocuğun öldürülmesi Antep halkının Fransızlara karşı eyleme geçmesini hızlandırmıştır. Fransız işgali ile başlayan Ermeni taşkınlıkları, Türklere yapılan zulüm ve hakaretler, Türk kadınlarına yapılan tecavüzler Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin yıldırım hızıyla gelişmesini sağlamış ve silahlı direnmenin zeminini hızlandırmıştır. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kuruluşu ile şehirde Fransızlara karşı direniş başlamış, 1 Nisan 1920’de Fransızlara karşı Antep halkı ayaklanmıştır. Antep’in kahramanca savunması dokuz ay sürmüştür. Antep halkı gelişmiş Fransız orduları karşısında binlerce kahramanlık destanı yazmasına rağmen daha fazla dayanamadı ve Fransızlara 9 Şubat 1921’de teslim oldu. Antep halkının tek başına Fransız kuvvetlerine direnişi T.B.M.M tarafından unutulmadı ve kenti ödüllendirmek için, kente “Gazi” ünvanı verildi.
  
  Birçok kahramanlığa konu olan direnişte Şahin Bey, Kılıç Ali Bey ve Molla Mehmet Karayılan üstün fedakarlıklar göstermiş ve halk kahramanı olmuşlardır. Nitekim Molla Mehmet Karayılan’ın ölümünden sonra halk ona şu destanı yazmıştır:
  “Karayılan der ki gelin oturak,
  Kilis yollarından kelle getirek,
  Fransız adını bütün batırak,
  Vurun Antepliler namus günüdür.
  Vurun çetelerim namus günüdür.”

Urfa’da Şanlı Bir Destan:

 
  Urfa şehri de tıpkı Antep ve Maraş gibi önce İngilizler tarafından kuşatılmış fakat İngilizlerle Fransızlar arasında 15 Eylül 1919’da yapılan Suriye Antlaşması ile bu şehirlerin yönetimi İngilizlerden Fransızlara geçmişti. İngilizlerden sonra Urfa’ya giren Fransızlar burada Ermenilerle iş birliği yaparak onur kırıcı davranışlara giriştiler. Fransız kuvvetlerinin ancak yüz kadarı Fransız, geri kalan büyük bir kısmı ise Ermeni ve Müslüman sömürge askerlerinden oluşuyordu. Ermenilerin halka karşı yaptıkları kışkırtıcı ve onur kırıcı davranışlar halkın mücadele hazırlığına gitmesine neden olmuştur. Jandarma komutanı Ali Rıza Bey ile Belediye Başkanı Hacı Mustafa önderliğinde kurulan, Urfa Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Fransızlara mücadeleye girmiştir. Ali Saip Bey müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin başkanlığa getirilmiş ve bununla birlikte halkın örgütlenmesi daha sistemli bir hal almıştır. Nitekim 10 Nisana kadar süren çatışmalardan sonra Urfa Fransızlardan kurtulmuştur.

  Kuva-yi Milliye işte böyle bir şeydi… Teknolojisi Türklerle ölçülmeyecek kadar ileride olan Fransızlara karşı güneydoğuda halk kahramanlık timsali göstermiş ve kentlerinin/vatanlarının kurtulmasını sağlamışlardır. 
  Bugün de yeni bir harekete geçilmesi lazımdır. Kuva-yi Milliye ruhu yeniden kazınmalıdır hafızalara… Çünkü zamanın ruhu, vakti geldiğinde onu yazdırır…
Yorumlar (1)
HİKMET YÜCEL 12 yıl önce
TARİHE YOLCULUK YAPTIM YENİDEN BU SATIRLARLA.ÇOK TEŞEKKÜRLER.
EVET YENİDEN BİR UYANIŞ FİTİLİNİ ÇEKMELİ TÜRK MİLLETİ DİYE DÜŞÜNÜYORUM..
BU MANADA HER SATIR KIYMETLİDİR BİZİM İÇİN ..
NEREDE YANLIŞ YAPTIK DİYE AH VAH ÇEKMEYECEĞİM.
DEVEYE SORMUŞLAR NİYE BOYNUN EĞRİ..
SELAMLAR SAYGILAR 29 ..
2
az bulutlu
Namaz Vakti 18 Mayıs 2024
İmsak 03:09
Güneş 04:56
Öğle 12:24
İkindi 16:19
Akşam 19:41
Yatsı 21:20