Halkın Sesi, Şehrin Lobisi(görünmeyen sessiz güç) Olmalı
Devlet örgüsünde,(yapılanmasında) “icra makamı” dendiğinde imza yetkisi olan belediye
başkanı, vali,Bakan ya da ilgili bürokrat akla gelir; işi bitiren onların kalemidir. Milletvekili ise
halkın oyuyla seçilmesine rağmen çoğu zaman sadece rica makamı sayılır. Bakan ya da genel
müdür, talebi dikkate alabilir de almayabilir de. Ama şu da bir gerçektir ki, milletvekili güçlü
bir halk desteği ve kararlı bir ekip ile kapıyı çaldığında, üstelik ısrarı da sürdürüyorsa eli boş
dönmez. İşte tam da bu yüzden “rica makamı”nı etkili kılacak şey, arkasındaki lobidir. Çünkü
bireysel girişim değil, örgütlü halk iradesiyle yapılan temas sonuç doğurur.
Bir şehrin asıl sahibi ne bürokrasidir ne de atanmış ya da seçilmişlerdir; o şehrin sahibi
halktır. Halkın beklentilerini savunmak ise yalnızca seçim zamanı vaatlerle olmaz. Beklenti
dediğimiz şey, lafla değil organizasyonla, dağınık taleplerle değil ortak baskıyla karşılık
bulur. İşte tam bu noktada lobicilik, bizim kültürümüzün yabancısı olduğumuz bir kelime
olmaktan çıkıp “toplu hareket etme kabiliyeti” anlamına dönüşmelidir.
Gümüşhane’nin 300’den fazla STK’sı, meslek örgütü, kanaat önderi, hemşehri derneği var
ama sesi tek çıkmadığı için Ankara’nın uzun koridorlarında kaybolup gidiyor. Oysa
sorunlarımız belli, ihtiyaçlarımız ortada. Taş Köprü'nün restorasyonu, Santa’nın yoluyla
birlikte bir kültür destinasyonuna dönüşmesi, yıllardır konuşulan havaalanı meselesi,
Süleymaniye’nin gerçek anlamda turizme kazandırılması, şehrin nefes alacağı imar
planlarının nihayete ermesi… Bunlar bireysel dilek ya da temenni değildir; şehrin hakkıdır.
Bugün çevremizdeki iller yatırımlarını, projelerini, ödeneklerini tek ağızdan, tek talep
üzerinden alıyor. Çünkü birlikte hareket ediyorlar. Biz ise hâlâ “kim gider, kim konuşur, kim
uğraşacak” diye beklerken, başkaları çoktan bakanlık kapılarını aşındırıp sonuç alıyor. Bu
yüzden Gümüşhane’nin artık “akil insanlardan oluşan baskı grubu” diyebileceğimiz yumuşak
ama etkili bir yapıya ihtiyacı vardır. Adına ister lobi deyin, ister güç birliği, ister platform;
mesele kavram değil sonuçtur.
Bu oluşumun görevi bağırmak değil, basiretli ısrarı kurumsallaştırmaktır. Yani “kapıyı çaldık,
görüştük, dönüş bekliyoruz” mantığıyla değil, “çözüm almadan masadan kalkmayız”
anlayışıyla hareket eden bir ekip… Bakanın da, genel müdürün de odasından eli boş
çıkmayan; ses tonuyla değil kararlılığıyla muhatabını hissizleştiren bir heyet… Yumuşak
üslupla ama sert iradeyle. Bu, tehdit değil temsil gücüdür.
Böyle bir aktivasyon ekibi, şehrin STK temsilcilerinden, kanaat önderlerinden, meslek
odalarından, akademiden ve iş dünyasından seçilecek isimlerle kurulabilir. Doğrudan
Ankara’ya giden, gerekirse yerelde kamuoyu desteğini arkasına alan, yerel yönetim ve
milletvekillerini de sürece ortak eden kalıcı bir mekanizma… Çünkü halkın beklentilerini
savunmak, dilekçe yazmakla ya da köşe yazısı okumakla bitmiyor; baskı üretmeyen talep,
talepten sayılmıyor.
Son söz şudur: Komşu iller kalkınırken Gümüşhane seyirci kalmamalıdır. Taleplerimiz nazik
ama net, usulümüz sakin ama ısrarcı olsa yeter. Santa yolu, Taş Köprü, havaalanı,
Süleymaniye ve imar planlarımız kâğıt üzerinde değil, bakanlık gündeminde yer bulmalıdır.
Bunun yolu da örgütlü bir akılla, nezaketli baskıyla, toplumsal lobicilikle mümkündür. Şehrin
sesini yükseltecek olan, işte böyle bir birliktir.
Bu çerçevede kurulacak aktivasyon ekibine “Gümüşhane Birlik” adı verilebilir. Kısaltmasıyla
“GÜMÜŞBİR”, hem toplumsal karşılık bulur hem de şehrin ortak gücünü simgeler. Tavsiye
olunur.
İmsak | 06:06 | ||
Güneş | 07:37 | ||
Öğle | 12:28 | ||
İkindi | 14:48 | ||
Akşam | 17:09 | ||
Yatsı | 18:35 |