banner333

banner309

18.05.2020, 01:31

AHKAM KESMEK

Yâdında mı doğduğun zamanlar?
Sen ağlar idin, gülerdi âlem...
Bir öyle ömür geçir ki, ölümün
Olsun sana hande, halka matem.(Ş.Şirazi)

...                                                                                                                                                                          

Ahkâm kesmek ile “Yâdında mı doğduğun zamanlar, Sen ağlar iken gülerdi âlem” adlı Şadi Şirazi’ye ait o güzel şiirden bir kıta alarak yazıma başlamak istedim. Okuyucu diyebilir ki, bunların birbiriyle ne ilgisi var? Bu ilgiyi ifade etmeye çalışacağım.Her gün haşır neşir olduğumuz, insanlar ile bir araya geldiğimizde sıkça yaptığımız konuşmalarımız,hal ve hareketlerimiz,jest ve mimiklerimiz,ötekileştirdiklerimiz vs. Bunları;”ÂhkamKesmek” ve Şirazi’nin o güzel sözü ile birleştirip bir köprü yapacağım ve köprüden şahsım dahil geçmeye çalışacağız.Geçmeye çalışırken neler konuştuğumuzu neyi nasıl bildiğimizi ve/veya hiç bilmediğimiz halde ne kadar ahkâm kestiğimizi,daha doğrusu her şeyi ne kadar bildiğimizi, biliyorum dediğimiz anda bir bakıma hiçbir şey bilmediğimizi kısaca gözler önüne sereceğim.Hiçbirkimseyi yerip-övmeden,ötekileştirmeden tamamen objektif düşünmeye ve düşündüklerimi kısaca yazmaya çalışacağım.

Ahkâm kesmeye gelince; bilgisi olmadığı halde, kulaktan kulağa duyma, bilmediği konularda yorum yapma, ön yargılı davranma kısaca bu sembolik kavramları, bilmeden, farkında olmadan, hükümyürüterek kahvelerde, toplu olarak bir araya geldiğimiz her mekânda yapıyoruz. Ama neden?  Bilgiçlik taslamak adına mı? Yoksa alışkanlık mı? Veya bir hobi mi? Aslında bunların hepsi var. Oysaki bu ön yargılı davranışlar, bizleri ister istemez yanlışa götürüyor. Butür konuşulana eşlik etmek, yemeğe yanlış atılan baharat gibi sohbetin tadını, tuzunu kaçırmak olur. Helehele bu günlerde “ her konuda ahkâm kesmek” karakteristik özelliğimiz oldu. Çoğumuz hayatmektebinden öte bir şey göremediğimiz halde tıp, psikoloji, sosyoloji alanlarında akademisyenlere taşçıkartıyoruz. Yalnız akademisyenlere mi? Konuşmamız biraz düzgün ise az buçuk sağdan soldan biraz da bilgi edindiysek, bizi kimse tutamaz. Ne dersiniz, hani bir söz var ya ağzı olan konuşuyor. Eh üstüne de kendi hükümlerimizi koyduk mu dünyayı bile fethederiz. Helesiyaset konularına hiç girmeyelim. İki kişi yan yana geldiğimizde, burası köy, kasaba, şehir olsun hiç fark etmez hemen büyük bir bilgelikle hükümet kurar hükümet yıkarız. Ekonomi, ticaret, eğitim, futbol, yolköprü... Hiç birinin kaçarı yoktur elimizden. Evvelallah her şeyin hakkından geliriz. Ahkâm kesmeyi en çok siyasette, ekonomide, eğitimde yaparız. Siyaset deyince, bizim partiden olanı göklere çıkarır, olmayanı yerin dibine batırırız. Bizim partide iken en dürüst en çalışkan ve en ahlaklı diyerek öve öve bitiremediğimizi, başkabir partiye geçince bunların tam tersi cümleler ile konuşuruz. Veya başka bir partide iken her türlü eleştiriyi yapar, ağza alınmayacak laflar ederiz de, bizegelince insanların en dürüstü, en vefalısı der, üstüne toz kondurmayız. Sahi bu nasıl bir hastalık? Elbette ki insanlar ortak oldukları değerlerini korumakla mükelleftir. Buna itirazımız yok. Her davranış ve her sözümüze dikkat etmemiz gerekmez mi? 

Şimdi kendimize soralım ben, sen, o biz, siz, onlar; doğduğumuz zamanları hatırlıyor muyuz? Hatırlamamız mümkün değil. Şirazi dünyaya geliş anımız ilgili diyor ki "Sen ağlar idin, gülerdi âlem... Ellerin yumulu gözlerin kapalı ciyak ciyak bağırırdın. Dışarıda tüm yakınların, doğumunuzdan dolayı gülüp, sevinç naraları atıyordu. Çektiği acılara rağmen anne bile gülüyordu. Fakat bu defa tersi olmalıydı. Bu âleme teşrik olan insan, öyle bir hayat sürmeli ki; ahkâm kesmemeli, erdemli olmalı, aldatmamalı, sevgisini sade yüzünde değil kalbi ile de hissettirmeli, kem söz sahibi olmamalı, kin ve nefretten uzak olmalı. Her söyleyeceğin sözü tartarak, ölçerek, biçerek söyle, bilmediğin hususlarda bilmediğini ifade et, her şeyi bildiğini söyleme, dolayısıyla hiçbir şey bilmediğini itiraf etmiş olursun.Güven veren sevilen insan olarak gönüllere yerleş. Ömrün bereketli olanı çok yaşamakla olmuyor. Ömür dediğin ne ki? Su gibi akıp gidiyor. 

Sen öyle bir insan ol ki dünyaya gelişine sevinenlervefatına üzülsünler. Bu dünyaya ağlayarak gelen insan,bu defa gülerek gidecektir. Herkes onu hayırla yâd edecek ve iyi bir insandı, ölümü bizi derinden üzdüdiyebilecektir. Önemli olan, baki kalan bu kubbede, hoşbir sada bırakarak gitmek değil midir?

İnsan yaratılanların en güzeli,  Allah‘ın gözbebeği olarak nitelendirmekten daha güzel ne olabilir ki? SonNebi; “ Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere geldim.”demiyor mu? O zaman bizlerdeki bu ahkâm kesme neyin nesi oluyor. Bu tür söylemler, mutsuzluk,umutsuzluk ve huzursuzluk doğurmaz mı? Toplumunhuzuru, fertlerin huzuru varsa vardır. Her yapılan suizan ve ön yargıda, kul hakkına girmiyor muyuz? Eleştirilerimiz elbette ki olacaktır. Gerçek eleştirinin ölçüsü şudur, hâsıl olan mevcut duruma, itiraz ederken yerine daha iyi olanı önermektir. Olmuş ama şöyle olsa daha iyi olur diye tavsiyede bulunmak değil midir? Ağız açıp, gözü yumarcasına, ne dediğini diğer kulağın dahi duymadığı şeklinde konuşmak bizlere yakışan üslup mudur? Eğer; üzer isen üzülürsün, kırar isen bir gün mutlaka kırılırsın, her şey incelikten kırılırken, insanlarkabalıktan kırılır. Unutmayalım ki, ”karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar. Güneş yalnız olsa da etrafa ışık saçar.”

Covid 19 ile tüm dünya sarsıldı. Her devlet kendine has önlemler aldı. Biz de ülke olarak bu virüse karşı tedbirlerimizi aldık ve almaya devam ediyoruz. Bu hastalık konusunda, önceki yazımda da ifade ettiğim gibi sağlık bakanımız; süreci güzel yönetiyor. Şovyapmıyor. Etkili, inandırıcı ve teknik dil kullanıyor. Samimi ve sabırlı davranıyor. Ötekileştirmiyor. Bilimkurulu ile koordineli çalışıyor. Bu hususta tüm sağlık çalışanlarımızı canı gönülden tebrik ederken, vefat eden vatandaşlarımıza rahmet, aileleri başta olmak üzere,milletimize başsağlığı, tedavi görenlere acil şifalar diliyorum.

Bizleri; sevdiklerimizden, dostlarımızdan, arkadaşlarımızdan ayrı koyan virüse karşı her önlemi alarak üstesinden geleceğimizden şüphemiz yoktur. Ramazan bayramınızı kutlar,sağlık  ve esenlikler dilerim..…   

Yorumlar (12)
Perihan Sever Dirican 4 yıl önce
bu güzel yazının üstüne laf söylemek doğrudan "ahkam kesmek " olur. kaleminiz daim olsun
Celal onur 4 yıl önce
Agzınıza saglık üstad
Memet polat 4 yıl önce
Gardaşım benim, yazınla bir gerçeği ne kadar güzel dile getirmişşsin. Benim icimi anlatmışsın. En nefret ettiğim tipler ahkamcılardır. İlgisi alakası yok yaşamış gibi süslüler. Anlatırken keserler biçerler, vururlar, yukarı cıkar lar, ama gerekte hayatlarına baktığımızda ici kovuk odun. Bu günde böyle bir ahkam kesen bir yazı sitenin birinde evet olan bir olay var ama laharamanıymış gibi
İlhami Ayyıldız 4 yıl önce
Abi agzina yuregıne saglık
Adem OLGUN 4 yıl önce
Yüreğine sağlık Hocam çok güzel ifade etmişsiniz. ALLAH razı olsun.
Adem OLGUN 4 yıl önce
ALLAH razı olsun Hocam, öğüt alınması gereken, müthiş bir yazı olmuş.
M. Karakurt 4 yıl önce
Kaleminize ve yüreğinize sağlık.
Su Mete 4 yıl önce
Yuregine saglik hocam kaleminiz daim olsun
Bütün Yorumları Görmek İçin Tıklayın
2
az bulutlu
Namaz Vakti 19 Mart 2024
İmsak 04:56
Güneş 06:20
Öğle 12:35
İkindi 15:58
Akşam 18:40
Yatsı 19:59