01.07.2013, 09:17
HUZUR ARAYAN DEMOKRASİ: TÜRKİYE
Türk siyasi tarihi boyunca demokrasiler askeri darbelerle (1960, 1971, 1980 ve 28 Şubat) kesintiye uğramış 1960’ların sonlarından itibaren ise parlamenter demokrasisi ise sürekli solun ve sağun saldırısına maruz kalmıştır. Bundan dolayı da maalesef gelişmesi bir türlü istenilen düzeyde olmamıştır. Hal böyle olunca da demokrasi bağlamında kabuğuna sığmayan bir Türkiye ile karşı karşıya kalıyoruz. Askeri vesayetin yapmış olduğu anayasadan şikâyet edenleri görürken, bunu değiştirmek isteyen sivillere ortalarda pek rastlamayız. Hatta sokaktaki insanlara anayasada rahatsız oldukları üç tane madde söyleyin diye sorsak yanıt almakta bile zorlanırız. Ama hiç kimsenin memnun olmadığı bir anayasaya sahibiz. Buna rağmen yinede özgürlükçü bir anayasa yapılacaksa bunu artık sivillerin yapması gerekmektedir.
Geniş bir tarihe sahip olan Türkler özelliklede mirasını devam ettirdiği Osmanlı Devletinin son dönemlerinde batıdan yapılan baskılarla demokratik ve eşitlik anlamında birçok düzenlemeler yapmıştır. Türkiye Avrupa Birliğine üye olmak istediği için bizlerden istedikleri yasalar ve düzenlemeleri hazırlamaktayız. Fasılalar açılmakta veya ertelenmektedir. İktidara gelen tüm hükümetler için ana hedef Avrupa Birliği olduğundan öncelikli bu üyeliğe odaklanılmakta ve bu yönde çalışmalara odaklanılmaktadır. Fakat burada ortaya şu soru çıkmakta: Türkler, sınırları içinde yaşayan vatandaşları için demokratik yasaları yapmaktan acizler midir? Ya da bu vatandaşlar özgürlükçü, daha birleştirici, çoğulcu, demokratik ve herkesin eşit olduğu hukuk kurallarına sahip olmayı hak etmiyorlar mı? İnanıyorum ki her iki sorunun cevabını da çok net vermişsinizdir.
Bize yıllarca batı demokrasisinin gelişmişliğinden bahsedenler maalesef bir noktayı fena halde atlıyorlar. Batı dediğimiz gelişmiş ülkelerde de ideal bir demokrasi yoktur. Asla da olmamıştır. Sadece bizden biraz daha ileridirler. Bu yüzden onlar bize sadece demokrasi adı altında bir takım yasaları empoze etmeye çalışmaktadırlar. Gerçekte ise; Demokrasi bireysel özgürlüğün alanını genişletir. Bazıları ise daraltır. Demokrasi mümkün olan bütün değerleri insanlara sunarken; diğer ideolojiler her bir bireyi, her bir insanı bir sayıdan ve araçtan ibaret görür. Demokrasi ile bazı ideolojiler de bir tek kelime ortaktır: Eşitlik Lakin aradaki farka dikkat etmek gerekir; demokrasi özgürlük konusunda eşitlik isterken, bu bir takım bazı ideolojiler kölelik yönünden eşitlik ister.
Günümüzde dikkat edilmesi gereken diğer bir mesele ise; Demokrasi ve demokratik devlet kavramlarının kullanımı konusunda büyük bir eksiklik vardır. Bu kelimeler açıkça tanımlanmadıkça ve anlamları üzerinde uzlaşılmadıkça insanlar bu anlam karmaşası üzerinde yaşamaya devam edeceklerdir ve bu tartışmalar demagoji yapanların ve despotların işine yarayacaktır. Demokrasiler biraz da bunun için tehlikelidir. Gücün çoğunluk tarafından kötüye kullanılmasından, azınlığın çoğunluk tarafından ezilmesinden korkmak gerekir.
Fransiz hukukcu ve devlet adami Alexis De Tocqueville "benim tek tutkum özgürlük aşkı ve insan onurudur" der. Ona göre birey özgür olmalıdır; onurlu ve başı dik olmalıdır; bir kişi, insan verdiği değer anlamında liberaldir. Bunları söyleyen düşünur Avupa demokrasisine burun kıvıran ve Amerika’nın ideal bir liberal demoraskiye sahip olduğuna inanmış biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sonuç olarak; Türkiye’de demokrasiyi başka yerlerden almak ya da dikte edilmesi yerine bizim insanımızın bunu hak ettiğini ve evrensel temel değerler konusunda bir uzlaşı ile tüm yurttaşlara sağlanmalıdır. Edirne’den Kars’a Hakkari’den İzmir’in en uç köyünde yaşayan her vatandaş için. Ermenisinden Manavından Lazına, Kürtün’den Türküne. Alevisinden Sünnisine. Bizden farklı düşünen tek bir bireye kadar. Bunun için ne Ermeni ne Türk ne Kürt olmaya gerek yoktur.
İnsan olmak yeterlidir.
Hürmetlerimle…
2
az bulutlu
Namaz Vakti
10 Mayıs 2024
| İmsak | 03:21 | ||
| Güneş | 05:04 | ||
| Öğle | 12:24 | ||
| İkindi | 16:17 | ||
| Akşam | 19:34 | ||
| Yatsı | 21:09 |
