iz Bırakan Bir Delikanlı: Osman Ateş

Gümüşhane’nin dağlarının rüzgârını, yaylalarının kokusunu ve insanının vakarını ruhuna
sindirmiş bir isimdir Osman Ateş. Çamlıca – nam-ı diğer Kızıl Köy – doğumlu olan bu yiğit,
sadece doğduğu köyün değil, ait olduğu toprağın da hakkını vermiş; ömrünün her evresini bir
temsil, bir aidiyet, bir hizmet nişanesi olarak yaşamıştır.
İsmail Ağa’nın oğlu olarak dünyaya geldiği bu kadim coğrafyada, önce aile terbiyesiyle
yoğrulmuş; ardından Trabzon Lisesi’nde aldığı eğitimle şekillenmiştir. Lakin hayatının asıl
okulunu sahada, toprağın üstünde ve yolların tozunda okumuştur. Genç yaşta üniversite
kapılarından değil, ticaretin ve hizmetin kapılarından içeri adım atmış, nakliyecilikle,
bayilikle ve iş dünyasının ilk basamaklarıyla tanışmıştır. Eski adıyla inhisarlar, yeni deyimiyle
tekel bayilikleri onun ve kardeşlerinin omuzlarında yükselirken, Ateş soyadı da güven,
dürüstlük ve istikrarla eş anlamlı hale gelmiştir.
Trabzon’dan Erzurum’a, oradan Doğubayazıt’a kadar uzanan çizgide, onun emek verdiği
yollar, hizmet sunduğu işletmeler, katkı sağladığı altyapılar bugün hâlâ anlatılır. Bir kamyon
konvoyunda, bir depoda, bir taşın altında onun izi vardır. Ama asıl izi, insanların kalbine
bıraktığı sıcaklık ve dostluktur. Çünkü Osman Ateş sadece iş yapan değil; gönül koyan, el
uzatan, arka duran, yük çeken bir adamdı. Herkesin “abi” dediği ama kimsenin önünde
eğilmediği bir delikanlıydı o.
Fiziki duruşu da onun karakteriyle yarışır cinstendi. 1.90’lık heybetiyle, girdiği her ortamda
dikkat çeker, ama tevazuundan başını öne eğerdi. Gümüşhane’nin yüzünü yere düşürmeyen
bir temsilcisi; halkının dili, gözyaşı, duası olan bir gönül eri olarak anıldı. Onun için Gümüşha
ne lilik sadece bir doğum bilgisi değil; bir şuur, bir görev, bir vakitli sahiplenişti. Ve bu
şuur ömrü boyunca ondan hiç eksik olmadı .Siyasi çizgisi net, inancı derindi. Milliyetçi
Hareket Partisi’nin Gümüşhane İl Başkanlığı görevini üstlenmiş, Alparslan Türkeş’in ülkü
çizgisinde, dürüstlük ve sadakatle yol almıştır. Belediye başkan adayı olduğunda büyük bir
teveccüh kazanmış; seçimi az farkla kaybetmiş olsa da gönüllerin belediye başkanı olarak
anılmıştır. O kaybedilen bir seçimden değil, kazanılmış bir güvenin ta kendisinden söz ederdi.
Oğlu Ali Ateş ise babasının misyonunu üstlenen şehrin önemli bir siyasetçisi ve iş insanıdır.
Ülkücülükten gelen azim ve kararlılıkla siyaset sahnesinde adından söz ettiren babasına layık
saygın bir hemşerimizdir.
Bugün Osman ATEŞ adı, sadece bir iş insanını değil; bir dönemin beyefendiliğini, bir
kuşağın delikanlı vakarını, bir toprağa duyulan derin sadakati anlatır. Herkese el veren,
herkese destek olan, kendisi için değil memleketi için koşan bir adamdı. Bu özellikleriyle o,
sadece bir birey değil; bir anlayışın adı, bir temsilin yaşayan ifadesiydi.
Hayatı boyunca iz bırakan Osman Ateş’i, bugün rahmet ve minnetle anıyor; adıyla,
duruşuyla ve vakarlı yürüyüşüyle geleceğe örnek bir değer olarak sunuyoruz. Asra
sığmayanların en