"Klasik Metin Okumaları ve Üniversite-Şehir Buluşmaları" programının bu haftaki konuğu Gümüşhane Müftüsü Dr. Hayri Erenay oldu
Gümüşhane Üniversitesi'nin "Klasik Metin Okumaları ve Üniversite-Şehir Buluşmaları" programının bu haftaki konuğu Gümüşhane Müftüsü Dr. Hayri Erenay oldu. Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oktay Yıldız'ın da katıldığı programda “Talmud’a Göre İsrail ve Mesih İnancı” konusu kapsamlı biçimde ele alındı.
“Dinî konular aşkın bir otoritenin hükmü altındadır”
Prog ramın açılışında söz alan Müftü Dr. Hayri Erenay, konuşmasına içten bir dua ve selamlama ile başladı. Sohbetin bilgi paylaşımından çok, gönül bağı kurmaya dayalı olduğunu belirten Erenay, konuşmasında ilahiyat konularının hassasiyetle ele alınması gerektiğini vurguladı. Erenay, dinî meselelerin sıradan birer tartışma konusu değil, “aşkın bir otoritenin hükmü altıda” bulunan ilahi alanlar olduğunu ifade etti.Bu tür konuların konuşulurken herkesin dikkatli olması gerektiğini belirterek, “Dünya işlerinde yapılan hatalar telafi edilebilir; ancak dinin sonuçları ahiret boyutuna uzanır” dedi.Kendisini “bildiğinin hocası, bilmediğinin talebesi” olarak tanımlayan Müftü Erenay, ilahiyatın öğrenme ve öğretme sürecinin iç içe geçtiği bir alan olduğunu söyledi.
“Beni İsrail gerçeği tarihsel bir olgudur”
Erenay konuşmasında, “Beni İsrail” kavramının tarihsel kökenlerini açıklayarak, Yahudi inancının Hazreti İbrahim’e dayandığını belirtti. İbrahim Peygamber’in uzun yıllar evlat hasreti çektikten sonra Hacer’den Hz. İsmail’in, Sare’den ise Hz. İshak’ın dünyaya geldiğini hatırlatan Erenay, bu soyların farklı bakış açılarıyla zamanla inanç sistemlerine dönüştüğünü ifade etti.
Kur’an-ı Kerim, Tevrat ve İncil’in anlatım biçimlerini karşılaştıran Erenay, Kur’an’ın olayların özünü ve hikmetini ön plana çıkarırken, Tevrat’ın sayısal ayrıntılara ve kronolojik anlatımlara daha çok yer verdiğini belirtti. Bu farkın, İslam’ın “ibret alma” merkezli bir anlayışla vahyi yorumlamasından kaynaklandığını vurguladı.
Yahudilikte mezhepler ve inanç esasları
Konuşmasının devamında Yahudi inanç sistemindeki mezhepler üzerine bilgi veren Müftü Erenay, Ortodoks, Reformist ve Muhafazakâr Yahudiliğin temel ayrımlarına değindi.
Bu mezheplerin, Tanrı anlayışı ve dini ritüeller konularında farklılıklar gösterdiğini belirtti.
Erenay, Orta Çağ’da yaşayan Yahudi düşünürü Maimonides (İbn Meymun / Rambam)’un Yahudi teolojisinde önemli bir yer tuttuğunu söyledi.
Maimonides’in, Tevrat’ta doğrudan yer almayan bazı inanç esaslarını sistemleştirdiğini belirten Erenay, bu durumun zamanla dinî öğretilerin insan eliyle biçimlendiğini gösterdiğini ifade etti.
“Kur’an’da seçilmişlik, ırk temelli değil; sorumluluk temellidir”
Müftü Erenay, konuşmasının bir bölümünü “seçilmiş kavim” anlayışına ayırdı. Kur’an’da “İsrailoğulları’na nimet verildiği” anlamına gelen “faddalnâ” kelimesinin geçtiğini, ancak “seçilmişlik” anlamındaki “istafâ” kelimesinin yalnızca peygamberler için kullanıldığını belirtti.
Bu farkın, Kur’an’ın üstünlüğü doğuştan gelen bir hak değil, takvaya dayalı bir kazanım olarak tanımladığını vurguladı.Erenay, “Kur’an’a göre üstünlük ırk ile değil, sorumlulukla ölçülür. Yahudilikte seçilmişlik doğuştan gelir; Kur’an’da ise emanet bilinciyle kazanılır” ifadelerini kullandı.
Siyonizm ve Kutsal Toprak inancı
Konuşmasının ilerleyen bölümlerinde Siyonizm kavramını ele alan Erenay, bu ideolojinin dini temellerini açıklayarak “Tanrı’nın seçtiği millet” anlayışının tarih boyunca siyasi bir araç haline getirildiğini söyledi. Yahudi inanç metinlerinde yer alan Siyon Dağı, Arz-ı Mevûd (Vaadedilmiş Topraklar) ve Ağlama Duvarı gibi kavramların başlangıçta manevi bir anlam taşıdığını, ancak zamanla politik ve milliyetçi yorumlara konu edildiğini belirtti. Siyonizm’in, kutsal mekânların teolojik anlamını kullanarak “Tanrı’nın hükümranlığı” fikrini dünyevileştirdiğini söyleyen Erenay, “Siyon başlangıçta Süleyman Peygamber’in mabedinin bulunduğu tepeydi. Ancak zamanla bu, Tanrı’nın dünyayı yöneteceği merkez anlayışına dönüştü” ifadelerini kullandı.
“Kur’an, insanı sorumluluk bilinciyle değerlendirir”
Konferansın sonunda konuşmasını genel bir değerlendirme ile bitiren Müftü Erenay, Yahudi inanç sisteminde “kutsal toplum” anlayışının, Kur’an’ın adalet merkezli insan anlayışıyla örtüşmediğini ifade etti.Kur’an’da insanın değerinin, taşıdığı sorumluluk ve emaneti koruma bilinciyle ölçüldüğünü belirten Erenay, “İsrailoğulları da bir dönem nimete mazhar oldular; ancak emanete ihanet ettiklerinde bu nimet geri alındı” dedi.
Program sonunda katılımcılar, Müftü Erenay’ın tarih, teoloji ve güncel olayları harmanlayan anlatımından duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oktay Yıldız, konuşmacıya teşekkür ederek plaket takdim etti.
Kaynak :https://haber.gumushane.edu.tr/haberdetay/klasik-metin-okumalari-ve-universite-sehir-bulusmalari-programinin-bu-haftaki-konugu-gumushane-muftusu-dr-hayri-erenay-oldu
Haber:Gülbin Demir