GÜMÜŞHANE VE MAHMUT OLTAN SUNGURLU

 

Saat 17.45 işten çıkmış aynı yoldan çarşıya doğru ilerliyorum. Sol tarafta Gümüşhane Atatürk Parkı’nda her zamankinden farklı bir kalabalık dikkatimi cezbediyor. Dikkatle baktım ve Gümüşhane’ye sembol olmuş o ismi yani Mahmut Oltan Sungurlu’yu gördüm.

 

Geniş bir U biçiminde sıralanmış olan masalarda kadınlı ve erkekli onu seven Gümüşhaneli bürokrat, işadamı, memur, işçi, emekli, ev hanımı ve gençleri gördüm. Masalarda Gümüşhane’nin marka ismi lemis, kuşburnu ve meyve ikramı yapılıyor. Mahmut Oltan Sungurlu ve değerli eşleri öğretmenimiz Ayfer Hanım misafirlerini güler yüzle karşılıyorlar.

 

Bende yanaşarak hoş geldiniz dedikten sonra Kuşakkaya Gazetesi’nin sahibi Turan Tuğlu, Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı İsmail Akçay ve yılların bürokratı Yusuf Sadık’ın yanına geçtim ve oturdum.

 

Küçüğünden en büyüğüne şöyle bir misafirlere göz gezdirdim. Hemen her siyasi görüşten, fikriyattan onlarca Gümüşhanelinin yüzünde tatlı bir tebessüm vardı. Onları burada bir araya getiren ortak payda elbette ki Gümüşhane ve Gümüşhane’nin sembol ismi Mahmut Oltan Sungurlu idi.

 

Çünkü o Ankara’da Gümüşhane’yi hakkıyla ve layıkıyla temsil edebilen ender şahsiyetlerimizden biriydi. Vazifesini Hakk’ı hak bilip vatanını ve milletini çok seven bir felsefi anlayışla yapmaktaydı. Genlerinde var olan Gümüşhaneliliğinin verdiği cesaret, çalışkan ve doğruluğun sağlam bir erdemle birleşmesiyle her zaman doğrunun ve mazlumun yanında yer almıştı. Dedesi Mahmur Radi ve babası Süleyman Faik Sungurlu’nun memleket sevdası nesilden nesile sirayet ederek onda vuku bulmuştu. Ve o bu sağlam temeller üzerine inşa ettiği Gümüşhane kimliğiyle her zaman yüzümüzü ak etmiştir. Almış olduğu vazifeyi yerine getirmiş ve yüzümüzü kara çıkarmamıştır.

 

Gerek Adalet Bakanı ve gerekse de Milli Savunma Bakanı olarak yer aldığı hükümetlerde kişiliği, duruşu ve hakkaniyetiyle örnek bir siyaset adamı kimliğini asla terk etmemiştir.

 

Ve onu diğer siyasi güruhtan ayıran en önemli özelliği memleketi Gümüşhane’ye asla sırt çevirmemesidir. Onca yıl sonra bile adeta geleneksel hale getirdiği dostlarla bir araya gelme geleneğini devam ettirmekte, babasının ve akrabalarının mezarlarını ziyaret etmekte, baba ocağını açarak ocağı tüttürmekte, eş, dost ve akraba ziyaretleri ile memleketine olan vefa borcunu ödemektedir.

 

İşte bu yüzden olsa gerektir ki ona olan teveccüh Gümüşhane’de hiçbir zaman eksilmemiş, partili ya da partisiz hemen her fikirden ve iklimden insanların gözbebeği olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. 

 

Gümüşhane’de ve yurt içinde yaşayan Gümüşhaneli hemşerilerimizin hemen her evinde onun apayrı bir yeri olduğu aşikârdır. Ve ben iddia ediyorum ki Gümüşhane ismi en çok onun zamanında marka değeri olmuş ve Gümüşhaneliler en çok onun zamanında iş ve aş sahibi olmuşlardır. Ve o her aradığımızda telefonun diğer ucunda ve mutlaka telefona bakan bir baba, bir ağabey, bir dost ve bir arkadaş olabilmeyi başarmış ender Gümüşhanelidir. Bakanımıza sağlıklı ve huzurlu uzun bir ömür diliyorum.