banner333

banner309

23.11.2016, 19:27

OKUMAYA DEĞER

     DERS
Köyün birinde yoksul bir aile yaşıyordu. O kadar yoksuldu ki çocuklarını okula bile göndermekte bir hayli zorlanıyordu. Çevreden gelen yardımlar ile güçlüklerle hayata devam ediyorlardı.  Ayşe Hanım iki yıl önce eşini trafik kazasında kaybetmiş ve iki çocuğuyla hayatın zorlukları ile pençeleşmeye başlamıştı.
Ali ile Can’ın arasında sadece bir yaş vardı. Ali,  abisine ve annesine olan güveni görülmeye değer cinstendi. Bir inekleri olan aile sütünü sağıp satarak ayakta duruyordu. Köyün üst başından gelen öğretmene takıldı, gözleri.
Okullar başlayalı bir hayli oldu.
Öğretmende bunun için gelmişti.
Ayşe Hanımdan çocuklarını okula göndermesini istedi ve kısa bir süreliğine masrafları kendisinin ödeyeceğini belirtti. Ayşe Hanımın doluk sayan gözleriyle kala kaldı. Bunu duyan çocuklar sevinçle anneye sarılarak mutluluklarını paylaştılar. Kısa bir süre sonra, geleceklerinin sözünü alarak okula doğru yol aldı. Hava iyice karadı.
Yeni bir güne uyanarak büyük bir heyecanla okula doğru yol aldılar. Eğitim hayatlarına uzun bir ara verdikten sonra tekrar başladılar. O kadar zeki ve çalışkandılar ki göreni şaşkınlığa sokuyor, dudak ısırtıyorlardı.
 Fazlasıyla meraklıydılar.
Sınıfın en çalışkan ikilisiydi. Gün geçtikçe akıl almaz sorularına cevap vermekte zorlanan öğretmenler şaşkındı.
 Böylesine zeki olunacak mucizeydi, bu.
Bir süre böyle devam etti. Bir haziran ayının güneşli sabahında, öğretmen Ayşe Hanımın yanına gelerek çocuklarını okuldan almasını istedi. Bunu duyan anne şaşkınlığını gizleyemedi. Öğretmen durumu anlatarak uzaklaştı. Artık okula gitmiyorlardı. İlerleyen zaman, onları daha zeki kılıyordu. Yanına oturmaya gelen komşusu, köyün dışında bir hoca olduğunu ve gitmem gerektiğini söyledi. Önce karşı çıksam da bir süre düşündükten sonra bunu da denemeliyim diyerek karar kıldı. Ertesi gün çocukları oraya bıraktı ve evine gitmek için yola koyuldu. Kadir hoca çocukları tanımaya başlıyor, sordukları tüm soruları doğru cevaplıyordu. Bütün sorulara doğru cevap verince, Can oldukça sinirlendi.  Bu şekilde bir ayı dolduran çocuklar, oldukça hocaya zıt düşmeye başladılar. Bu duruma  fazlasıyla bozulan Can, küçük kardeşiyle el ele vererek bir plan yapmaya karar verdiler. Ertesi güne kadar düşünerek planladılar. Artık sabahın olmasını iple çeker hala geldiler. Sabah ezanıyla kahvaltı yapmadan yola çıkan çocuklar, oldukça keyifli ve emindiler. 
Onları bu saatte gören hoca efendi, bir hayli şaşırdı. 
Can,’ bir soru sormak için b u kadar erken saatte geldik hocam’ hadi her şeyi biliyorsam bu soracağım soruyu da bil diyerek sözlerini bitirdi. Hoca sıcak bir tebessüm ederek soruyu beklediğini eliyle ifade etti. 
Can iki avucunu öne doğru uzatarak, avucumdaki kelebek ölü mü yoksa yaşıyor mu ?
Hani her şeyi biliyorsun ya bunu da bil diyerek kendinden emin haliyle gülümsüyordu.
Hoca; evlat o kelebek senin avucunda ve onu yaşatmak da öldürmek de sana bağlı, ya doğruyu seçer mutlu olursun yahut yanlışlarla dolu bir hayat yaşamaya devam edersin.
Bak doğru söylüyorsun, bu sorunun cevabını ben bilemem. Çünkü cevabı senin o minik avuçlarında gizli, diyerek belki de en güzel dersi vermiş oldu.
Yorumlar (0)
2
az bulutlu
Namaz Vakti 26 Nisan 2024
İmsak 03:45
Güneş 05:21
Öğle 12:25
İkindi 16:13
Akşam 19:19
Yatsı 20:48