banner333

banner309

26.11.2014, 11:02

ÇÖZÜM SÜRECİ SİVİL İNİSİYATİF PLATFORMU

  Bazen küçük bir olay bir toplumun yapısını anlamanız için çok önemli ipuçları verebilir. Çok derin analizler yapmadan, anaforlarda boğulmadan karşınıza çıkan tek bir kare size herşeyi olanca açıklığıyla anlatabilir. İşte hep konuştuğumuz konulardan bir tanesi. Karadeniz insanının kaderine razı gelen yapısı, devletine bağlılığı. Bunu sadece askere giderek, vatanı savunarak değil hayatın her alanında yırtık kara lastiğiyle yapmakta sorun görmezler. Bu yazıyı yazmama sebep olan fotoğraf karesini yazının altında paylaşıyorum. Bu fotoğrafa iyi bakalım. Fotoğrafı anlatacak olursak;

Sinop Durağan Akçaalan Köyünde 7 km boyunca köye asfalt gelecek. Köylülerde büyük bir sevinç hakim. İlçenin en uzak köylerinden biri olan Akçaalan'da köylülerin ulaşım çilesi Durağan-Alaçam karayolunun açılmasıyla ciddi ölçüde azalmış ancak , karayolundan köye uzanan 7 km bağlantı yolu kışın ve baharda kardan, çamurdan geçit vermez oluyor. Köylüler asfalt çalışması için köylerine gelen iş makinalarının önüne düşüyorlar ve ellerinde çalı süpürgeleri ile yolu süpürüyorlar. Yolu süpürüyorlar ki yolda kalan yapraklar asfaltın zeminle kaynaşmasını engellemiş olmasın. Asfaltları sağlam olsun, uzun süre dayansın. Teknik açıdan ne kadar faydalı bu işlem bilmiyorum ama bu çalışmayı ve fotoğrafını görünce çok duygulandım. İşte Karadeniz insanının fakirliği ama hayata, devlete, hizmete bakış açısı. Ülkenin kurucu asli unsuru olmasına rağmen milli gelirden en az payı alan bölgelerin başında Karadeniz Bölgesi geliyor. Karadeniz insanı kara mancarla besleniyor ama hakkını arama konusunda yanlışa tevessül etmiyor.

Bir tarafta Karadeniz insanının bu davranışı duruken bir tarafta ise Yüksekova'da yapımı bir türlü bitirilemeyen bir çok müteahhit değiştiren havaalanı, yapılamayan barajlar, kaçırılan şantiye işçileri, yakılan iş makinaları gerçeği var. Bunların doğal neticesi işsiz kalan insanlar, siftah yapamayan esnaflar. Fakirliği besleyen en önemli faktör Güneydoğu özelinde PKK'dır. Bölgenin gelişmesinin önünde en büyük engel hala PKK'dır. PKK gayri samimi bir şekilde çözüm sürecinde yangından mal kaçırma tavrını sürdürmekte, gelişen bir bölge istememektedir. Bölge gelişirse insanların gözü açılacak diye korkmaktadır. İnkar ve asiimilasyon politikalarının sona erdiği, çözüm için Kürtlerin bir çok hakkının birbiri ardına verildiği ve daha bir çok kazanımın olacağı belli olan bu süreçte PKK çok isteyip hiç sızamadığı Karadeniz insanını biraz izlesin. Kamu düzenini bozarak, gelişmeyi engelleyerek, dayandığını iddia ettiği Kürt halkına en büyük ihaneti PKK ve çevresinde gelişen legal ve illegal yapılar yapmaktadır. Bölgenin gelişmesinin önünde yapılan engellemeler Kürt halkına ihanettir. 

Kürt halkının PKK'ya karşı daha dik durabilmesi gerekiyor. Tabi bunu silah tehdidi altında olan bölge insanına söylemek burdan kolay denilebilir. Ancak gelinen noktada bölge dışından görmüş olduğumuz olan bölge halkının kahir ekseriyetle örgüte tam teslimiyetçi bir durumda olduğudur. Bu duruma yeter diyebilmek gerekir. Faşistlikle, zorbalıkla suçlanan Türkiye Cumhuriyeti Devletine atfedilen baskıların çözüm sürecine rağmen misli misli fazlasını PKK yapmaktadır. Günlük ufak hesapların ötesinde doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilmenin zamanı gelmiştir.

Birlikte yaşamak ve güçlü,zengin,adil, demokratik bir ülke kurabilmek için sadece dağlarda ölmek değil, ölmeden direnebilmek, karşı koyabilmek gerekiyor. Devletin Kürtlere karşı yaptığı yanlışlara, vermediği insani temel hakları için Karadeniz  insanı bölge insanına destek verirken, örgütün baskıcı, faşist,gerici,geriletici tutumlarına Güneydoğu insanı karşı koyabilmelidir. 

Bu konuların tartışılacağı ve vicdanlardaki adalet duygusunu tesis edecek, herkesin rıza göstereceği çözüm için "Çözüm Süreci Sivil İnisiyatif Platformu" toplanmalı devletten ve örgütten bağımsız olarak gerçeğin tesisi için çalışmalıdır. HDK milletvekillerinin Şubat 2013'te Sinop Öğretmenevinde kıstırılması ve ikinci Madımak Faciası mı geliyor? korkularını toplumun geniş bir kesiminin yaşadığı bir dönemde herkesin insanları yaşatmak için çözüm iradesi sergilemesi gerekiyor. Öldürmeye, yok etmeye değil yaşatmaya dayalı çözümlerle ortaya çıkılması gerekiyor. Şeyh Edebali dememiş miydi "İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın"  Öldürerek değil çözümleyerek çözüme ulaşmak için, toplumumuzun farklı unsurlarının birbirleriyle tanışmasını kaynaşmasını sağlayacak çalışmalar sivil olarak başlamalıdır. Bu ülkeyi seven ve büyümesini isteyen herkese görev var. Kültürümüzü yaşatmak için çalışan yerel derneklerin insanımızı ve ülkemizi yaşatmak içinde elini taşın altına koyma zamanıdır.

Yorumlar (0)
2
az bulutlu
Namaz Vakti 27 Nisan 2024
İmsak 03:44
Güneş 05:19
Öğle 12:25
İkindi 16:13
Akşam 19:20
Yatsı 20:49