"İnsanlık Günü" İlan Edilmelidir

En Azından Bir Gün Boyunca Silahlar Susmalı

Her toplumun ortak vicdanını harekete geçirecek, "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesinin ruhunu tüm dünya insanlığına taşıyacak bir gün… "Dünya İnsanlık Günü"nü ihdas etmenin zamanı geldi de geçiyor bile.

"Dünya İnsanlık Günü" adıyla özel bir gün olmasa da insanlık ve insani değerleri yücelten uluslararası günler bulunmaktadır. Ancak insanlık kavramının daha geniş ve kapsayıcı bir şekilde ele alınmasını sağlayacak yeni bir günün ilan edilmesi, bu değerlerin daha da yaygınlaştırılmasına katkı sağlayabilir.

Yılda 52 hafta varken kutlanan hafta sayısı neredeyse bunun birkaç katı. Günler de öyle. Anneler Günü, Babalar Günü, Öğretmenler Günü, Hemşireler Günü, Sevgililer Günü, Dünya Barış Günü derken geriye neredeyse kutlanacak ne günümüz ne de bir haftamız kalmadı gibi. Yüzlerce "özel gün" öyle bir çoğaldı ki günün anlamı bazen es geçiliyor. Oysa ne kadar çok anıyorsak, ne kadar çok özveriyle yâd ediyorsak; o kadar da insanlığa yatırım yapmış oluruz. Ama hâlâ "insanlık" adına tek bir günümüz yok.

9 Eylül uygun bir isim. Nedeni ise açık ve net:

9 Eylül 1922'de Türk Milleti, bağımsızlık mücadelesini zaferle noktaladı; "silahlar sustu". O tarihten bu yana Türkiye'de 9 Eylül, kurtuluşun simgesi. Peki, bu simgeyi neden küresel kardeşliğin sembolüne dönüştürmeyelim? Savaşın bittiği, barışın filizlendiği gün olarak; her yıl dünya halkları olarak bir araya gelip el sıkışıp sarılarak "artık silahlar, önyargılar ve dargınlıklar sustu" demeye ne dersiniz?

Bugün evrensel bir sese ihtiyaç var. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na sunacağımız taslak kararla, 9 Eylül’ü "Dünya İnsanlık Günü" ilan edelim; tüm üye devletleri, uluslararası kuruluşları, sivil inisiyatifleri bu güne sahip çıkmaya çağıralım.

"Bir elin nesi var, iki elin sesi var" deriz. Gerçekten de iki elin tokalaşması, yüzlerin gülümsemesi; bir çocuğun, yaşlının, komşunun, yabancının gönlüne dokunmanın bambaşka bir dili var. İnsanlığın o ortak sesi, bir günlüğüne de olsa yılda bir kez bir araya geldiğimizde çok güçlü olarak yankılanacaktır.

Bir gün… Yılda bir gün… Belki küçük görünebilir; ama o gün, insanlık adına yükselen bir çığlık olacak: "Artık yeter!" Bu çağrıyı Birleşmiş Milletler çatısı altında hayata geçirmek, insanlığa olan inancımızın ve umudumuzun en somut göstergesi olacaktır. Gelin, bu "İnsanlık Günü"nü birlikte inşa edelim; dünya bir günlüğüne de olsa gerçek bir barış nefesi alsın. Ve bunun öncülüğünü "Yurtta Sulh Dünyada Sulh" ilkesini benimseyen Büyük Türk Milleti neden yapmasın?

Gümüşhane, 07.05.2025 Yusuf SADIK Eğitimci Yazar - Gazeteci Emekli Milli Eğitim Müdürü