Her geleni Hızır, Her Geceyi Kadir Bil!
Bir Ramazan ayı daha geçip gidiyor hayatımızdan.
“Dün hoş geldin ya şehri Ramazan.” diyorken bugün “Elveda ya şehri gufran.” Diyoruz.
Onbir ayın sultanı gönül coğrafyamızda vedaya hazırlanırken bizlere son bir fırsat daha sunuyor.
Gecelerin ve dahi kandillerin en yücesi olan Kadir Gecesi’ni.
Yarın akşam, 14 asır önce yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in inmeye başladığı Kadir Gecesi’ni bir kez daha idrak edeceğiz.
Ömrü olan daha çok Kadir Gecesi görür.
Bizleri böyle kıymetli, bereketli, izzetli bir geceye eriştireceği için Rabbimize şükürler olsun.
Yazılarımızı takip eden okuyucularımızın Kadir Gecesini kutluyorum.
Bu gece, esasında tüm insanlığın kadrini yücelten bir gecedir. Zira Rabbimiz bu gecede gönderdiği Kur’an-ı Kerim ile insanlığı muhatap almış, son ve mükemmel din olan İslam ile insanlığı şereflendirmiştir.
Kadir; izzet, şeref, değer ve itibar demektir. Yeryüzünün mükemmel varlığı olarak yaratılan insanoğlu, bu lütfun kıymetini bildiği ve varoluş gayesini gerçekleştirdiği oranda kadrini yüceltecektir.
İnsan olarak Rabbimiz katında değer bulmamızın yolu, insanlık olarak birbirimizin kadrini ve kıymetini bilmekten geçmektedir.
Yoksa gerisi lafı güzaf!
Adına müstakil sure bulunan Kadir Gecesi nasıl Kur’an ile değer bulmuşsa, insan da aynı şekilde Kur’an’a bende olmakla özgürleşir, olgunlaşır, yücelir.
Dolayısıyla Kadir Gecesinde biz müminlere düşen en büyük vazife, asırlar önce dünya semasına inerek insanlığı aydınlatmaya başlayan Kur’an’ı, kalbimizin semasına yeniden indirmektir.
Başkada çare yok!
Kadir gecesi “bin aydan daha hayırlıdır” diyen kainatın sahibi, bizlere adeta bir ömür bahşederken, hayat muhasebesi yapmamızı, ömürlerimizi nasıl ve ne uğurda harcadığımızı fark etmemizi istemektedir.
Cenab-ı Hakk’ın eşsiz bir rahmet ve umut kapısı açtığı bu gece, ailemizin, dostlarımızın, mümin kardeşlerimizin ve insanlığın kıymetini bilmeden tükettiğimiz bir ömürden tövbe zamanıdır.
Bu gece, kadir ve kıymeti, onur ve değeri başka yerlerde arayarak gafletle geçen, günahla kirlenen yılların affı için bizlere verilen bir fırsat gecesidir.
Esaslı bir muhasebe yaparak son zamanlarda müslümanlar olarak neden birbirimizin değerini bilmez, birbirimize güvenmez, müsamaha göstermez hale geldik?
Nedir bu halimiz yahu!
Rahmet Peygamberinin ümmeti arasındaki kardeşlik, sevgi ve merhamet bağları nasıl bu kadar zedelendi?
Toplumsal yapımızda yaşanan depremlere bağlı inanç değerlerimizin aşınan fay hatları bizleri nereye sürüklüyor?
Sosyal medya başta olmak üzere internet dünyası değirmen gibi dostluğu arkadaşlığı akrabalığı,geleneklerimizi,adetlerimizi,inancımızı hülasa tüm değerlerimizi öğütüyor, tarumar ediyor.
Öyle ki yaşadığımız bu çağda hakkı, hakikati, adaleti, ahlakı, erdemi, fazileti anlatan, iyiliği ve kötülüğü fark etmemizi, hatayı sevaptan ayırt etmemizi, kendimize gelmemizi sağlayan Yüce Kitabımızla aramıza koyduğumuz sosyal mesafeler kıtalar aşıyor.
Her şey o kadar sıradanlaştı ki!
Samimiyet duygusu yerlerde sürünüyor!
Sorumluluk duymayan,deizm ve ateizim kulvarında savrulan inancına mesafeli bencil bir nesil geliyor arkadan!
Hülasa herşey entübe oldu/oluyor.
İşte böyle bir zamanda gelen Kadir Gecesi’nin kadrini bilelim dua edelim birbirimize.
Kendi gönül dünyamıza format atalım bu gece!
Unutmayalım ki, kadrini kıymetini bildiğimiz oranda hakiki anlamda geceyi ihya etmiş oluruz.
Kur’an’ın ilkelerine sahip çıktığımız ölçüde bu gecede bir ömre bedel manevî gelişmeler yaşayabiliriz.
“Her geleni Hızır, her geceyi Kadir bil!” şuuruyla hayatımızı sürdürdüğümüz müddetçe Kadir gecesinden hakkıyla istifade edebiliriz.
Yazımızı çağlar aşıp bugüne gelen şu güzel sözlerle tamamlayalım.
Hz Peygamberimiz aleyhisselam Kadir Gecesi hakkında şöyle buyurmuşlardır. “Her kim iman ve teslimiyet ile Kadir Gecesini ibadetle geçirirse, Allah O’nun geçmiş günahlarını bağışlar”.
Hz Ayşe annemiz de Hz Peygamberimize, “Kadir Gecesine ulaşırsam Rabbime nasıl dua edeyim? Diye sorduğunda, Peygamberimiz efendimiz şöyle dua etmesini söylediler. “Allah’ım Sen Affedicisin Kerimsin. Affetmeyi seversin. Bizi affeyle!”
İşte böylesi mübarek bir gecede bize düşen; Bencilliklerimizi bir kenara bırakarak, acziyyetimizi ortaya koyarak maddi ve manevi kurtuluşumuza vesile olabilecek dua ve niyazda bulunmak, ibadet etmek.
Senede bir defa gelen bu gecenin diğer gecelerimizden bir farkı olmalı.Öğle değil mi?
NOT: Bu satırları kaleme alırken yurdumuzun dört bir yanında
çocuklara hediye edilen ve dünyada tek olan 23 Nisan Bayramı kutlamaları devam ediyordu. Bizlere tam bağımsız bir ülke bırakarak Kadir Gecesi’ni kutlamamıza imkan veren,minarelerde ezan,camilerde kuran okunmasını sağlayan Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha rahmetle şükranla anıyorum.
İmsak | 05:31 | ||
Güneş | 06:58 | ||
Öğle | 12:11 | ||
İkindi | 14:50 | ||
Akşam | 17:15 | ||
Yatsı | 18:36 |