Elbeyi Gergin : Özü doğru Sözü tok adam.

Her toplumun içinde öne çıkan, sesi daha gür duyulan, adımları daha derin iz bırakan
insanlar vardır. Onları kaleme almak, sadece kişisel bir vefa değil, aynı zamanda gelecek
nesillere bırakılacak bir örnektir. İşte biz de bu yazıda Elbeyi Gergin’i seçtik. Çünkü o, eşitler
arasında birinci olmayı başarmış, çalışkanlığı, doğruluğu ve hizmet anlayışıyla hem ticarette
hem siyasette iz bırakmış bir hemşehrimizdir.

Köyden Çıkan Bir Değer
Elbeyi Gergin, 1959 yılında Gümüşhane’nin merkeze bağlı Dölek Köyü’nde dünyaya geldi.
Köyü, Orta Anadolu’da “güveç” diye bilinen toprak çanakların üretildiği, halk arasında ise
“Dölek Gudusu” olarak anılan kültürel mirasıyla bilinir. Çocukluk yılları, birbirine sıkı sıkıya
bağlı, hazırcevap insanlarla çevrili bu köyde geçti. İlk, orta ve lise öğrenimini Gümüşhane
merkezde tamamladıktan sonra Maraşel Çakmak Eğitim Enstitüsü’nü bitirerek öğretmen
unvanıyla mezun oldu.

Öğretmenlikten Ticarete
Ordu,Bayburt ve Gümüşhane’de öğretmenlik yaptıktan sonra, ticaretin cazibesine kapıldı
ve 1984 yılında mesleğe veda ederek baba mesleği olan ticarete yöneldi. Ona neden bu tercihi
yaptığı sorulduğunda, şu samimi cevabı verdi:
“Baba mesleği, aile ticaretle uğraşınca tercihim memuriyet değil ticaretten yana oldu. Çok da
isabetli bir iş yaptım. Kazancım memuriyet maaşıyla kıyaslanamayacak kadar farklı.”

İlkeli Esnaflık
Gergin ailesi ticarette ilkelere bağlı bir esnaflık geleneğiyle yol aldı. Önceleri ortaklıklarla
devam eden ticari hayat, zamanla kuzenlerinden ayrılarak oğluyla birlikte kendi işini
kurmasıyla yeni bir şekil aldı. Bugün “hizmet sektörü” adı altında ticarete devam etmektedir
Gönül adamı,akil insan, geleneklerine bağlı bir değer.
Esnaf siyasetçi Elbeyi Gergin, hayatı boyunca sadece ticaret ve siyasetle değil, aynı zamanda gönül
insanlığıyla da anılmıştır. Hac farizesini yerine getirmiş olması, onun manevi dünyasının derinliğini
gösterirken; yöresel oyunlara ve kültürümüze olan ilgisi, halkıyla bağını daima güçlü tutmuştur. Elemli
ve neşeli günlerde ayırım yapmaksızın hemşerilerinin yanında olması, hayır işlerinde öncülüğü, onu
gönüllerde müstesna bir yere taşımıştır.