banner333

banner309

04.05.2020, 12:27

Diyanet-Baro Polemiği

Yazıma başlamadan önce hafta sonu bir televizyon programında koronavirüs salgınında iki haftalık süreçte vaka görülmeyerek Türkiye’ye örnek olan
Gümüşhaneli hemşerilerime bu vesile ile kalbi teşekkürlerimi sunuyorum. Devletimizin almış olduğu kararlara ve açıklanan kurallara harfiyen uyan altın kalpli
hemşerilerimizle ne kadar öğünsek azdır. Hepsine sağlıklı günler diliyorum.

Evet…
Ramazan ayı içerisindeyiz…Her yıl bu mevsimde yapılan tartışmalar maalesef bitmiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı ile Ankara Barosu arasında başlayıp yargıya taşınan polemik konusu Baştan söyleyeyim Diyanet İşleri Başkanlığının birçok kararını, fetvasını onaylamasam da en son Ankara Barosu ile yaşadığı tartışmada sonuna kadar destekliyorum. Diyanet İşleri Başkanının ramazan ayı iklimine uygun olarak hazırladığı Cuma hutbesinde geçen Kuran’ı Kerimdeki bir ayet üzerine Ankara Barosunun yaptığı basın açıklaması asla kabul edilemez.
Bir milletin inanmış olduğu değerleri aşağılamak kimsenin haddi de değil Ankara Barosunun görevi hiç değil.

Diyanet İşleri Başkanı hazırladığı hutbede, evrensel İslam inancının ilkeleri üzerine bir hutbe kaleme almıştır. Bundan daha doğal ne olabilir? Keşke Diyanet İşleri Başkanlığı inancımıza ters olan “zinayı serbest bırakan kanun maddesi çıkarıldığında”, “domuz eti satılması yasal güvenceye kavuştuğunda”,
iftar sofralarında papazlar dua ettiğinde…vb.” günlerde de açıklama yapıp evrensel dinimizin inanç esaslarını ortaya koysa idi.
İçimde hala yaradır. Yeri geldiğinde çiçek,böcek Cuma hutbeleri yayınlayan Diyanet, Ülkemizin ve Diyanet İşleri Başkanlığının kurucusu Gazi Mustafa Kemal
Atatürk’ü 10 Kasım’da, 23 Nisan’da 29 Ekim’de,30 Ağustos’ta Cuma hutbelerinde neden hatırlayıp hayırla/rahmetle yaad etmiyor?

Ancak Baroyla girdiği bu polemikte yanındayız. Ankara Barosu üzerine vazife olmayan bir konuda açıklama yaparak kendisine duyulan güveni zedelemiştir.
Kamuoyundan özür dilemelidir.

Elbette İslami konular kamuoyunda konuşulmalı ve gerektiği ölçüde tartışılmalıdır. Ancak, inancımızın değişmez kurallarını Kuran ayetlerini tartışma konusu yapmak kime ne fayda sağlar!

Evet…Ramazan mevsimindeyiz. Ömür saati çalışıyor. Günler birbirine nazire yaparcasına geçip gidiyor. Koronavirüs her gün bir değerimizi koparıyor hayattan. Bu satırları yazarken toplumun yakından tanıdığı İlahiyatçı-Program Yapımcısı Ömer Döngeloğlu’nun virüs nedeniyle hakka yürüdüğünü öğrendim. İyi bir insandı. Her ramazan ayı geldiğinde Ömer Hoca yapmış olduğu televizyon programları ile kendine has tarzıyla Hz.Peygamberimizi, Mekkeyi,Medineyi, Ehl-i Beyti, Kerbela’yı, Ramazanı, Orucu, İftarı, Sahuru gözü yaşlı anlatırdı. Allah rahmet eylesin.

Hepimiz bu dünyaya geçici bir süreliğine misafir olarak geldik ve Allah her birimize ‘ömür’ dediğimiz bir sermaye vermiş. Hepimiz bu ömür sermayesini tüketmeye, tüketirken de imtihan olmaya geliyoruz aslında. Çünkü iman ediyoruz ki ebedi sonsuz bir hayat var. O sonsuz hayatı kazanmanın
yeridir dünya… Ancak, dünyada, hayatın akışı içerisinde bazen kendimizi ihmal ediyoruz, kalbimiz ihmal ediyoruz, kardeşimizi, dostumuzu ihmal ediyoruz. Dünya hayatını bir gayeye dönüştürüyoruz bazen. İşte Ramazan her sene bize dünya hayatının bu akışına teslim olmamayı öğretmeye geliyor. Bizi değiştirmeye geliyor. Bizim kalbimize, yüreğimize çöken kötülükleri ortadan kaldırmak için geliyor.

İnsanoğlunun barışı inşa etmek için geldiği dünyayı nasıl yaşanmaz hale getirdiğini hep birlikte virüs sayesinde acı acı izliyoruz. Bugünlerde umarım koronavirüs bizi biraz kendimize getirerek kaybettiğimiz değerlerimizi hatırlamamıza vesile olur. Meğer ne güzel geleneklerimiz, göreneklerimiz varmış diyebiliriz.


Özetle küresel siyasetin günahları dağ gibi önümüzde duruyor. Yarın neler olacak
bilmiyoruz. Ama şunu çok iyi biliyoruz bu ramazan iklimi, gönül coğrafyamızda
esaslı bir iç muhasebe yapmanın tam da zamanı.

Yorumlar (0)
2
az bulutlu
Namaz Vakti 19 Nisan 2024
İmsak 03:58
Güneş 05:31
Öğle 12:26
İkindi 16:11
Akşam 19:12
Yatsı 20:38