banner333

banner309

20.02.2014, 09:41

BU ÇÖZÜM SÜRECİ DESTEKLENİR

 Devlet Parasız Yatılı sınavlarını kazanarak Durağan'dan kalkmış Sinop İmam-Hatip Lisesine okumaya gitmiştim. O zamana kadar Durağan harici Sinop'u çok bilmeyen ben yatılı okulda Türkeli'den Dikmen'e, Erfelek'ten Ayancık'a bir çok ilçeden arkadaşlar edinmiştim. Sinop İmam-Hatip Lisesi pansiyonu Sinop'un dört bir tarafındaki ilçe ve köylerinden gelen okuma aşığı talebelerle doluydu. 

Yatılı okullarda okuyanlar bilir. Hayatınızın 24 saati burada geçtiğinden dolayı okuduğunuz okulun, öğretmenlerinizin ve arkadaşlarınızın sizin gözünüzde önemi çok daha fazladır. Okulunuz hayatınız olmuştur. İşte bu okulda, sınıfımda benim canım kadar sevdiğim bir arkadaşım vardı.  Kendisi Erfelek ilçemizin Çayır Köyündendi. Murat amcayla, Sabriye teyzenin oğlu Bilal ÇETİN'di.

Beraber gezer, beraber ders yapar, beraber oynardık. Çok keyifli bir arkadaşlığımız vardı. Bugüne kadar bir çok arkadaşım oldu. Ama sınıf tahtasına ikimizin adını yazıp; benim resmimi ona hediye ettiğim, onun resmini kendim aldığım arkadaşım hiç olmadı.  Çok iyi arkadaştık. Sınıfın yazı tahtasına isimlerimizi yazmış ve tahtanın önünde resim çekilmiş, bu resimleri birbirimize hediye etmiştik. Bilal  çok iyi bir arkadaştı. Kötülük bilmez, iyiliğin başsavunucusu, güzel bir arkadaştı.

Ben ortaokuldan sonra liseyi okumak üzere Sinop'tan ayrıldım, İstanbul'a gittim. Okul bitti, göreve başladım, tayinler, başka okullar derken hayat meşgalesinde mücadelemiz içerisinde devam ettik. Sonra çalıştığım Kars'tan Sinop'a tayin oldum, beni elemana duyulan ihtiyaçtan Erfelek ilçesine verdiler. Bu yeşilin her tonunun olduğu şirin ilçemizde 1,5 yıl boyunca keyifle çalıştım.

Bir gün arazi desteklemeleriyle ilgili yerinde keşif amacıyla köylere doğru gidiyorduk. Sıcağın kavurduğu bir yaz günüydü. Tozlu köy yollarında, steyşın Reno arabamız tozdolabı olmuş, sıcaktan ağzımız kurumuştu. Çayır Köyüne gelmeden önce şoför arkadaşa "Sıcaktan ve tozdan mahvolduk. Bir çeşme başında duralım, elimizi yüzümüzü yıkayalım" dedim. Biraz sonra bir çeşme başında durduk. İndim, sıcak nasıl yakmış, nasıl kavurmuş, başımı soğuk kaynak suyuna uzattım, serinledim, yüzümü yıkadım, sonra kana kana o sudan içtim. Başımı kaldırdığımda çeşmenin kitabesini okudum. 

Şehit Bilal ÇETİN hayratı...

Hayatımın şok olduğum nadir anlarındandı. Çoktandır unuttuğum ortaokul 3.sınıf ve değerli arkadaşım Bilal ÇETİN geldi aklıma. Yoksa bu hayratta yazan şehit o muydu? Okul bitmiş, hepimiz hayat meşgalesine koşmuş, kopmuştuk. Arkadaşlarımız anılarımızda kalmıştı. Haber,iletişim o yıllarda hak getire.  Şehitliği gördüm, gittik, canım arkadaşıma bir Fatiha okudum, anılarım aklıma geldi. Sonra babası Murat amcayı buldum, sarıldık, ağladık, konuştuk. Sinop Erfelek Çayır Köyünün bu pehlivanı Bilal ÇETİN 8 Kasım 1997 tarihinde Hakkâri Yeşilöz'de, Elçintepe'de PKK'lılarla çıkan bir çatışmada şehit olmuştu. Kendisini siper eden "yiğit Bilal" timinde bulunan 21 arkadaşının ölümünü engelleyerek bir kahramanlık destanı yazmıştı. 

Duygulu bir gündü. Hayatımızın kesiştiği anlarında çok sevdiğim ve güzel bir arkadaşlık tesis ettiğimiz bu güzel dostumun terörle mücadele sırasında yaşama gözlerini yumması çok zoruma gitmişti. Yaşasa mümkün olan her sene görüşüyor, eski günleri yadediyor olacaktık.

Bir çok tanıdığımızın hayatının baharında yaşama vedası bir çok ananın yüreğini dağlarken, bir çok sevenini de kahrediyor.

1 yıldır ülkemizde çok şükür şehit cenazeleri, karakol baskınları duymuyoruz. İlk defa ciddi bir ateşkes ve çözüm sürecine girdik. Paranoyalar, korkular üretip yaşanan çözüm sürecini baltalamak yanlıştır. Dünyanın bir çok yerinde ülkelerin kendi iç sıkıntıları oluyor, bunun çözüm yolu siyasettir, demokrasidir. Karadeniz'in fakir dağ köylerinin yiğit çocuklarının bedenleri ve kanları üzerinden siyaset yapılmasının artık bırakılması gerekiyor. 

Bilallerimiz yaşarsa bu ülke daha güzel olacak.

Yorumlar (0)
2
az bulutlu
Namaz Vakti 17 Mayıs 2024
İmsak 03:11
Güneş 04:57
Öğle 12:24
İkindi 16:18
Akşam 19:40
Yatsı 21:19