banner333

banner309

13.05.2016, 20:08

Üstün Olan Hukukun, Güç Karşısındaki Ezikliği

 
İnsanlar, bir arada yaşamaya başladıklarından itibaren,
birbirlerine karşı bazı hakları olduklarını görmüşlerdir.
Bu hakların toplamına biz “hukuk” diyoruz.
*
Hukuk söylendiği gibi karmaşık bir yapıya sahip değildir
ve sadece kişinin haklarından ibarettir. Karışık olan şeyse,
bu hakların temininde, takip edilen yol ve yöntemlerdir.
Yol ve yöntemler, haklar gibi doğal olmayıp insan eliyle
yapıldığından, içinde her türlü cinlik, dalavere, eksiklik
ve boşluğu da birlikte barındırmaktadır.
*
Yasa yapıcılarının iyi niyetle oluşturduğu kurallar, yol ve
yöntemler, çoğu zaman hak sahiplerinin hakkını
kaybetmesinde en önemli emarelerden birisi olmaktadır.
Hak sahiplerinin en meşru savunma ve hak talepleri
gelip bu boşluklara, kurallara çarpıp dağılmaktadır.
*
Yasa koyucular, yine hukuki bir işletim aracı olan,
ellerindeki çoğunluğu kullanarak insanların ya da tüzel
kişilerin, meşru haklarını, gasp edebilmektedirler.
Bu durumda yapılan iş yasal, ama hukuki olmamaktadır
*
Bütün bu zorlukları aşmış bir hak sahibinin önünde,
daha ve en zor olan bir engel var ki, o da bütün bu
prosedürleri uygulatacak olan iktidarın elindeki güçtür.
Bu güç yargıya müdahale etmeye kalktığında, ne
teamüller ne kurallar ne yasalar ve nihayet ne de hukuk
ayakta durabilir. Hepsi birden ezilir ve çöker.
*
Hukukun çöktüğü toplumların, uzun süre ayakta kaldığı
görülmemiştir. Hakkını hukuk yoluyla alamadığını gören
toplumlarda, alttan alta isyan duyguları gelişir. Bu
duygular, bir gün eyleme döner. Bu eylem, çoğu zaman
bir çare olmayıp arkasından topyekûn bir çöküşü getirir.
Fiili bir eylem gelişmediği durumlarda da halkın azmi kırılır,
 çalışma ve üretme şevki ortadan kalkar. Bilimsel gelişme
olmaz, ekonomi zayıflar, askeri güç azalır, ülke, saldırı ve
 işgallere açık duruma gelir. Bunun için hak dağıtılan
kurumlarımızın duvarlarında, “Adalet ülkenin temelidir.” yazıyor.
*
Tarihte ve günümüzde, dünyanın çeşitli yerlerinde ve bizim
 coğrafyamızda bu durumlar, zaman zaman yaşanmış,
yaşanmakta ve yıkıcı sonuçları da görülmektedir.
*
Bugün ülkemizde yaşanan hukuk garabetlerinin, iktidardaki
güç eliyle yaratıldığı, Habur, Ergenekon ve 17-25 Aralık
 mahkeme kararlarının, yaz boz tahtasına dönmesinden
açıkça görülmektedir.
*
Bu minvalden hareketle 1 Kasım sonrası MHP delegelerinin
olağanüstü kongre taleplerini reddedip meseleyi hukukun
kapısına götürenler, bu iktidar gücünden faydalanmanın
yollarını aramaktadır. Bu hak talebinin daha şimdiden
görünmez bir elin marifetiyle, prosedürlerin demir
parmaklıklarına, çarpmaya başladığını görüyoruz.
*
Yani bir hak var, ama o hakkı verecek bir hukuk olup
olmadığı belli değil. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi bir sayfalık
bir yazıyı okumuş, karar vermiş, ama açıklamasını yapmıyor.
Bu yüzden mahkeme kayyumunun karar verdiği, Saadet
Partisi’nde de örneği görülen,15 Mayıs kongre kararı, gücün
baskısı yüzünden uygulanamıyor.
*
Hukuk diyor ki:
“Sen, haklısın, ama güçlü değilsin. Ben üstünüm, ama ezik durumdayım!”
*
Eğer, MHP’yi zayıf rakip olarak bırakmak isteyen gücün yardımıyla
haklılar durdurulursa, delegelere ve milyonlarca seçmene bunu
yaşatanlar bilmeliler ki, ‘Mağdurların etrafında, bedenleriyle olmasa bile,
duygularıyla toplanan çok olur.’
*
Unutmayın ki, çoğunluk yenilmez; tarih er veya geç, hep zaferi çoğunluğa vermiştir.  
*
Geç olsa da güç olsa da bu böyle olacak !
*
Şahin Hüseyin Celep 
Yorumlar (0)
2
az bulutlu
Namaz Vakti 28 Mart 2024
İmsak 04:39
Güneş 06:05
Öğle 12:32
İkindi 16:03
Akşam 18:49
Yatsı 20:09