banner333

banner309

16.11.2016, 09:15

Siz Trump'un kazara başkan olduğunu sanın...

Yahu dandik müzik yarışması Eurovision'da bile kimse kazara kazanamazken, sakallı karı Konçita'nın bile yarışmadan 7 ay önce kazanacağı belli iken; siz şimdi koskoca ABD'nin Trump'u son dakika sürprizi olarak kazara başkan seçtiğine mi inanıyorsunuz?

Bir kaç önemli tespitle gerçeği anlatmaya çalışacağım.

II. Dünya Savaşı bitiminden itibaren 1990'a kadar ABD tarihini, başkanlarını ve politikalarını incelersek biri diğerini tamamlayan parçalardan ibaret puzzle tabloyla karşılaşırız. Yani başkan Truman'dan baba George Bush'a kadar tüm ABD başkanların temel dış politikası Sovyet düşmanlığı ve SSCB'nin dağılmasını hedef edinen çalışmalardan ibaretti. Bir başka ifade ile, 60 sene tek hedefi Komünist SSCB'yi yıkmak olan ABD, 1991'de Sovyetlerin çökmesi ile nihai hedefine ulaşmış ve kısa bir süreliğine hedefsizlik
evresine geçmişti. 1993-2001 yıllarına denk gelen Bill Clinton'un Monica Lewinsky ve diğer kadınlarla yaşadığı seks skandallarıyla gündemden düşmeyen lay lay lom başkanlığı da hedefsizlik döneminin eseriydi. Fakat bahsettiğim dönem aynı zamanda Yahudi kökenli ABD'li diplomat ve siyaset bilimci Henry Kissinger'in başını çektiği yeni dış politika oluşturma ekibinin Ortadoğu'yu şekillendirecek Yeni Dünya Düzeni (YDD) projesi üzerinde çalıştığı yıllardı.

Dolayısı ile 2001'de gerçekleşen 11 Eylül (ikiz kulelere uçakla saldırı) olayı aslında ABD'nin yeni dış politikasının (YDD) uygulamaya koyulmasından başka bir şey değildi. Baş rolü tabii ki Başkan (oğul) Bush oynadı. Ancak Bush'un kendisine verilen rol o güne kadar zeytin dalı uzatıp, beyaz güvercin uçuran barış yanlısı imajlı haleflerinin rolünden çok farklıydı. Nitekim Bush'la agresif, korkutucu, cezalandırıcı bir kimlik sergilenerek El Kaide temsilli uluslararası terörle mücadele adı altında Irak ve Afganistan işgal edildi. 2009'a kadar devam eden bu süreçte ABD ciddi anlamda bir imaj ve uluslararası kamuoyu destek kaybına uğradı. ABD ordusu güçlü ordu yerine katliamcı, işgalci ordu olarak tanındı. Tabiri caizse, ABD ordusu Rus ordusu ile imaj değişmiş oldu. İşte tam olarak bu noktada başkanlığa Barack Obama getirildi. Siyahi, gelenek dışı, Müslüman geçmişe sahip, Amerikanın ezilen kitlesini temsil eden kölelikten gelme zenci ailenin kızıyla evli Hıristiyan bir başkan Obama, ABD'nin bozulan imajını düzeltecekti. Yeniden herkese özellikle İslam dünyasına ''dost eli'' uzatılacaktı.

İlginç olan ise, başkan Obama bir eliyle zeytin dalı uzatırken diğer eliyle ABD'nin YDD projesinin sıradaki kısımlarını teker teker gerçekleştiriyordu. Libya'nın işgali, Tunus, Cezayir, Mısır, Bahreyn'deki Arap Baharı, IŞİD'in ortaya çıkışı sonrası Suriyenin işgali ve Yemen'de Şii Husilerin Sunni yönetimi devirip iktidara el koyması ''Siyahi Barış Meleği'' Obama'nın eserleridir. Hem de 2 dönem başkan seçilen Obama'nın. Neden peş peşe 2 dönem? Çünkü 4 yıllık tek dönem imaj iyileştirme süreci açısından yetmemişti.

Obama'dan sonra başkanlığa Hillary Clinton'un seçilmemesine gelince çok manidar bir nedeni vardır. 2009'da CIA'in yaptığı ve Julian Assange'ın sızdırması sonucunda Youtube'da yüzlerce kez kopyalanarak yayılan bir üst düzey toplantı videosunda Hillary Clinton terör örgütü El Kaide ile ilgili açık bir itirafta bulunmakta idi. İfadesinde aynen şöyle söylüyordü: ''El Kaide'yi biz yarattık. CIA yarattı. Afganistan'da Sovyetlere karşı mücadele etsin diye. Ancak bugün artık kontrolümüzden çıktı...'' Bu toplantı El Kaide'nin tasfiye ve yerine IŞİD'in organize edildiği toplantı idi. Nitekim kısa bir süre sonra Usama Ben Laden Afganistan'da saklandığı evde öldürülerek El Kaide örgütü sonlandırılmış, kalan unsurları ile IŞİD kurulmuştu. Fakat bayan Clinton'un internete sızdırılan bu konuşması onun başkanlığını yakmış oldu. İşte Trump'un başkanlık hikayesi de bundan sonra başlamakta. Çizgi filmlerinden dergilere kadar subliminal teknikler kullanılarak illuminati'nin sonuna kadar desteklediği ve başkanlığa getirilen Trump'ın, haleflerinden en farklı yanı onun iş adamı olmasıdır.

Kuşkusuz Trump da kendisinden önceki başkanlar gibi en iyi şekilde ABD çıkarlarına hizmet edecektir. Amerikan dış politikasının Yeni Dünya Düzeni projesini kaldığı yerden - Obama'nın bıraktığı noktadan uygulamaya devam edecektir. Ancak Trump başkanlıktan öte bir iş adamıdır. İş adamı pazarlıkçıdır, ucuza almayı hem sever hem başarır. İş adamı krizde satın alır, stoklar. Trump'ın huyu da budur. Satın alacak, almayı deneyecektir. Gayrimenkullerinin bulunduğu ülkelerdeki yerli iş ortaklarını iktidar yapmayı deneyecektir. Yapamadığı yerde mavi boncuk dağıtacak, iltifatlar edecek, Colorado'nun sınırsız topraklarında mülkler, gayrimenkuller verecek, devrik Saddam'ın, Mübarek'in, Kaddafi'nin ibretlik sonlarını hatırlatıp İsviçre Bankalarındaki hesaplarını boşaltmalarını ve halklarından çalıp çırptıkları milyarlarını Amerika'daki ''güvenli'' bankalara yatırmalarını isteyecektir. Yani anlayacağınız Trump Amerika'nın tüccar kafalı esnaf başkanıdır. Gümbür gümbür satın almaya geliyor ve çalmadığı kapı bırakmayacaktır. Dolayısı ile Trump'ın işi güçlü liderlerle olacak ve kişisel ticari ilişkilerini sonuna kadar kullanacaktır. Zaten ilk Putin'den başladı, sonra da Reis'e geçti.

Sırada kimler var bilmiyorum ama kesin bildiğim şu ki, Trump başkan olduğu sürece ne demokrasiyi ne de Avrupa'nın demokrasi vurgusu yapan fakir geveze liderlerini takmayacaktır. Trump'ın muhatabı sadece servet ve otorite sahibi liderler olacak, dünya işgalci ve zorba ABD'nin yerine tüccar ABD ile tanışacaktır. @Metin Uçar

Yorumlar (0)
2
az bulutlu
Namaz Vakti 28 Mart 2024
İmsak 04:39
Güneş 06:05
Öğle 12:32
İkindi 16:03
Akşam 18:49
Yatsı 20:09