banner333

banner309

29.09.2012, 15:15

Hızlı Büyüme mi? İstikrarlı Kalkınma mı?


Harcamalar, sıcak paranın olduğu veya kredi olanakları istediğiniz gibi hareket ettiği dönemlerin bazen “iyi” bazen de “kötü” alışkanlığıdır. Bu alışkanlığın iyi veya kötü sonuç vermesi, sonucunu düşünerek planlı harcamadan geçer. Bu planın ise kısa vade de hızlı sonuçlar almak mı? Yoksa uzun vade de sabırla ihtiyatlı sonuçları beklemek mi?  kararını vermektir. Bu karar her ne kadar size ait olsa da sonuç açısından etki alanını düşünmemek ise bir zafiyet veya büyük bir risktir.

Yabancı sermaye, borç para ve finansal piyasada ki istihdamsız yatırımın, ekonomide ki  büyüme sürekliliğini ne kadar devam ettirebilir? Ayrıca ithalata bağlı bir ekonominin hassasiyeti içerisinde atılgan ve hızlı büyüme sevinci bir noktada bu güzel görüntüyü yok edeceği ise alışagelmiş bir durumdur. 

Kaynağı borç olan sıcak para ile heyecanlı heyecanlı harcama yapma bütçe açıklarına ve cari açık yükünün artmasına sebep olmaktadır. Böyle durumlar Türkiye açısından bir değil birden fazla yaşanmıştır. Başbakan Menderes dönemi 1954 ekonomik sıkıntılara bakıldığında, birkaç yıllık kuraklık, beklenmedik şekilde kırılgan olan ekonomiyi yerle bir etti. Merkez Bankası yabancı alacaklıların taleplerini karşılayamıyor oldu, borçlar ödenemez duruma düştü ve güven artık sarsıldı. Cari açık aldı başını gitti. Üstüne birde ithal edilen makinelerin yedek parçalarının tekrar ithal edilmesi gibi durumlar söz konusu olup, ithal edilemeyince ekonomi iflas etmiş duruma geldi. İç Pazar kaynadı da kaynadı, kamu yatırımları durma aşamasına kadar geriledi, işsizlik ve enflasyon bir çığ gibi büyümeye yol aldı. Bu durum ise bir anda en iyi ekonomiye sahip olma arzu ve hevesiyle, rezervine sahip olunmayan bir kaynakla gözün kapalı hareket etmekti.

Belki günümüz piyasa iniş çıkışlarını, o zamanın durumuyla birebir kıyaslamak mümkün olmayabilir fakat mali kararlar ve içerik açısından benzerliği bir fikir teşkil edebilir.

   
Bugün durum ise yılın ilk 7 ayında cari açık düştü. Buna nispeten üretimin daha çok ithalata bağlı olması ise piyasalarda canlılık yerini durağanlığa bıraktı. Böylece hedeflenen büyüme oranı ise görünürde %4 ‘u bulamayacak gibi bir izlenim var. Ama yıl daha bitmiş de değil. Buna bağlı olarak harcamalara karşılık gelir döngüsü kısırlaşarak bütçe açığındaki artışa çözüm ise zorlaştı. Görünen o ki zamlar kapıda olabilir. Vergiler üzerindeki yeni paketlerin hazırlandığı sinyali de zaten haber verildi.

İstikrarlı kalkınma açısından ekonomi politikalarını ele almamız gerekirse;
Ekonomi politikaları adına getirilen hükümetlerin, her dönem ayrı bir yol izlemesi Türkiye tarihinde bağımsız ve milli bir politikaya sahip bir yapı inşa edilememiştir. Aslında istikrarlı kalkınmadan da kastım budur.Temelleri ve kaynağı sağlam, finansmanı ve bilgisi milli bir politikadır.Ulusal ve uluslararası kredi notunu kendi belirleyecek sarsılmaz bir sistemin gereğidir. Bunun başında ise ilk ihtiyaç GERİ BEYİN GÖÇÜ politikası olması gerektiği kanaatindeyim.
 
Geleceğe hazır temelleri atılmış geliştirilmeye açık teknolojik, sanayi, finans ve üretim sahasının sabırla gelecek hükümetlere hazırlanması esas olan kalkınmadır. Popülist bir edayla dönemi kurtaran mali hamlelerin sonunda az da olsa çok da olsa bir hüsranla biteceği yaşanmıştır ve halen birçok Avrupa ülkesinde yaşanmaktadır.
Tabi böyle bir yapının varlığı için inanmak ve geleceği garanti altına almak isteyen siyasi tutum önemlidir. Bu anlayışta siyasi manevraların ve menfaatlerin bir kenara bırakılıp, üst düzey bir siyaset hamlesi gerektirir.






Yorumlar (0)
2
az bulutlu
Namaz Vakti 29 Mart 2024
İmsak 04:38
Güneş 06:04
Öğle 12:32
İkindi 16:03
Akşam 18:50
Yatsı 20:11